Refinansman gerçekleşti, piyasa kısa süreliğine sevindi. Ama soğukkanlılıkla bakarsak—borç büyüklüğü hâlâ artıyor, faiz ödemeleri baskısı azalmadı, piyasa dalgalanmaları sadece ritmini değiştirerek devam ediyor.
Birçok kişi hükümetin rahatlıkla borç almasıyla "krizin çözüldüğünü" düşünüyor. Aslında durum öyle değil. Sorunlar henüz çözülmedi, sadece ertelendi. Borçlar kar topu gibi büyüyor, her refinansman yeni bir mayın döşüyor sisteme. Ve tam da bu "ertelenmiş ama çözülmemiş" durum, piyasanın belirsizliğini sürekli kılıyor.
Geleneksel yatırımcılar için bu belirsizlik kaynağı olabilir. Ama bazı yapılandırılmış getiri sistemleri—örneğin volatiliteden beslenen protokoller—için bu adeta doğal bir besin.
**Dalgalanma yok olmuyor, sadece biçim değiştiriyor**
1250 milyar dolarlık refinansman görünürde durumu stabilize etmiş gibi görünse de, aslında piyasaya daha fazla oyun alanı kazandırıyor. Borç faizleri yükselmeye devam ediyor, riskten kaçınma duyguları zaman zaman hortluyor, kaldıraçlı fonlar alım satım arasında sürekli salınıyor. Sürekli vadeli sözleşmelerdeki uzun ve kısa pozisyonlar giderek sertleşiyor, fonlama oranları hızla yükseliyor.
Her politika toplantısı, her veri açıklaması yeni bir piyasa fırtınası koparabilir. T+0 hedge işlemleri, yüksek kaldıraçlı pozisyonlar birçok oyuncunun rutin operasyonu haline geldi. Piyasa duygu durumu, açgözlülük ve korku arasında sallanıp duruyor.
Bu ortamda en çok kim kazanıyor? Yön tahmini yapan spekülatörler değil, dalgalanmayı sürekli yakalayabilen ve fonlama oranları ile borçlanma faiz farklarından düzenli kazanç sağlayan sistemler.
**Yüksek borçlu dönemin oyun kuralları**
Özetle, borç ne kadar büyük ve politikalar ne kadar belirsizse, piyasa dalgalanması o kadar artar. Dalgalanma arttıkça, bazı protokollerin nakit akışları o kadar istikrarlı hale gelir.
İnsanlar borcun patlayıp patlamayacağını düşünürken, bu sistemlerin kullanıcıları para toplamaya devam ediyor. Fiyat yönü tahmin etmeye çalışanlar yerine, bu sistemler duygusal akıştan besleniyor. Sürekli vadeli fonlama oranları yüksek, süreleri uzun, sistemin nakit akışı kar topu gibi büyüyor; kullanıcıların bileşik getirisi de hızla artıyor.
İşte yüksek borçlu dönemin diğer yüzü bu: Krizin sonu değil, yeni getiri yapılarının zemin hazırlaması.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
10 Likes
Reward
10
3
Repost
Share
Comment
0/400
SadMoneyMeow
· 4h ago
Borç almak gerçekten geçici bir çözüm.
View OriginalReply0
BearMarketBuyer
· 4h ago
Düşük fiyatlarla alım yaparken hayal görmeye başladım.
View OriginalReply0
GhostAddressHunter
· 4h ago
Borç alıp hayatta kalmak ve geri ödemek, çok komik
Refinansman gerçekleşti, piyasa kısa süreliğine sevindi. Ama soğukkanlılıkla bakarsak—borç büyüklüğü hâlâ artıyor, faiz ödemeleri baskısı azalmadı, piyasa dalgalanmaları sadece ritmini değiştirerek devam ediyor.
Birçok kişi hükümetin rahatlıkla borç almasıyla "krizin çözüldüğünü" düşünüyor. Aslında durum öyle değil. Sorunlar henüz çözülmedi, sadece ertelendi. Borçlar kar topu gibi büyüyor, her refinansman yeni bir mayın döşüyor sisteme. Ve tam da bu "ertelenmiş ama çözülmemiş" durum, piyasanın belirsizliğini sürekli kılıyor.
Geleneksel yatırımcılar için bu belirsizlik kaynağı olabilir. Ama bazı yapılandırılmış getiri sistemleri—örneğin volatiliteden beslenen protokoller—için bu adeta doğal bir besin.
**Dalgalanma yok olmuyor, sadece biçim değiştiriyor**
1250 milyar dolarlık refinansman görünürde durumu stabilize etmiş gibi görünse de, aslında piyasaya daha fazla oyun alanı kazandırıyor. Borç faizleri yükselmeye devam ediyor, riskten kaçınma duyguları zaman zaman hortluyor, kaldıraçlı fonlar alım satım arasında sürekli salınıyor. Sürekli vadeli sözleşmelerdeki uzun ve kısa pozisyonlar giderek sertleşiyor, fonlama oranları hızla yükseliyor.
Her politika toplantısı, her veri açıklaması yeni bir piyasa fırtınası koparabilir. T+0 hedge işlemleri, yüksek kaldıraçlı pozisyonlar birçok oyuncunun rutin operasyonu haline geldi. Piyasa duygu durumu, açgözlülük ve korku arasında sallanıp duruyor.
Bu ortamda en çok kim kazanıyor? Yön tahmini yapan spekülatörler değil, dalgalanmayı sürekli yakalayabilen ve fonlama oranları ile borçlanma faiz farklarından düzenli kazanç sağlayan sistemler.
**Yüksek borçlu dönemin oyun kuralları**
Özetle, borç ne kadar büyük ve politikalar ne kadar belirsizse, piyasa dalgalanması o kadar artar. Dalgalanma arttıkça, bazı protokollerin nakit akışları o kadar istikrarlı hale gelir.
İnsanlar borcun patlayıp patlamayacağını düşünürken, bu sistemlerin kullanıcıları para toplamaya devam ediyor. Fiyat yönü tahmin etmeye çalışanlar yerine, bu sistemler duygusal akıştan besleniyor. Sürekli vadeli fonlama oranları yüksek, süreleri uzun, sistemin nakit akışı kar topu gibi büyüyor; kullanıcıların bileşik getirisi de hızla artıyor.
İşte yüksek borçlu dönemin diğer yüzü bu: Krizin sonu değil, yeni getiri yapılarının zemin hazırlaması.